Linguistik
Refine
Year of publication
Document Type
- Article (8)
- Book (7)
- Conference Proceeding (7)
- Working Paper (7)
- Preprint (4)
- Report (3)
- Part of a Book (2)
- Review (2)
- Doctoral Thesis (1)
Language
- English (21)
- German (9)
- Portuguese (7)
- mis (2)
- Turkish (2)
Has Fulltext
- yes (41)
Is part of the Bibliography
- no (41)
Keywords
- Grammatik (41) (remove)
Institute
Rezension zu: Zengin, Dursun (2016): Her Yönüyle Almanca İlgeçler. Ankara: Nika Yayınevi. 409 S. ISBN: 9786059386050
Bu çalışmada öğrencilerin öğrenmiş oldukları dilbilgisel yapıyı nasıl işlevsel hale getireceği, pasif halde bulunan dilbilgisel yapının nasıl aktif hale getirileceği teorik ve deneysel bağlamda incelenmiştir. Tek tip pasif alıştırmaların yerine aktif alıştırma tiplerinden seçenek sunularak öğrencilerin bu bilgiyi, dört beceriye aktarımı mümkün kılınmaya çalışılmıştır. Çalışmada dört beceri birbirinden soyutlanmış biçimde değil bütünleştirici şekilde ele alınmıştır.
Bu çalışmada deneysel yöntemin 'kontrol gruplu öntest ve sontest deney' deseni kullanılmıştır. Hem nitel hem de nicel boyutları içeren karma bir çalışmadır. Çalışmada eylemsel ve üretimsel yöntemlerin kullanıldığı deney grubundaki öntest ve sontest puanları arasındaki başarı farkının; geleneksel yöntemin uygulandığı kontrol grubundaki başarı farkından anlamlı derecede fazla olduğu görülmüştür (F(1,48)=366,149; p<0,001). Buradan hareketle deney grubundaki öğrencilerin daha fazla ilerleme gösterdiği ve başarılı oldukları sonucuna varılmıştır.
Dilbilgisi dersinin iletişimsel yetinin geliştirilmesi için bir araç olduğu görüşü deneysel ve uygulamalı olarak araştırılmıştır. Yaratıcı, eyleme ve öğrencilerin üretimine dayalı bir dilbilgisi dersi geliştirilerek geleneksel dilbilgisi dersine alternatif ders modelleri geliştirilmiştir.
This book is a full reference grammar of Qiang, one of the minority languages of southwest China, spoken by about 70,000 Qiang and Tibetan people in Aba Tibetan and Qiang Autonomous Prefecture in northern Sichuan Province. It belongs to the Qiangic branch of Tibeto-Burman (one of the two major branches of Sino-Tibetan). The dialect presented in the book is the Northern Qiang variety spoken in Ronghong Village, Yadu Township, Chibusu District, Mao County. This book, the first book-length description of the Qiang language in English, is the result of many years of work on the language.
This paper is the second in a series arguing for a discourse·based analysis of grammatical relations in Chinese in which there is a direct mapping between semantic role and grammatical function, and there are no relation-changing lexical rules such as passivization that can change that mapping. The correct assignment of semantic roles to the constituents of a discourse is done by the listener purely on the basis of the discourse structure and pragmatics (real world knowledge). Though grammatical analyses of certain constructions can be done on the sentence level, the sentence is generally not the central unit for understanding anaphora and grammatical relations in Chinese. Two related arguments are presented here: the question of 'subject' and the structure of discourse developed from an analysis of the nature of discourse referent tracking.
Yabancı dil öğrenim ve öğretim sürecinde birçok problemle karşılaşmaktayız. Bunun birçok nedeni olmasına rağmen en önemli sorunlardan biri de öğrenme malzemesinin öğrenene anlamlı gelmemesi, aktarılmak istenen konuyla öğrenen arasında köprünün kurulamaması ve öğrenenin öğrenme girdisini içselleştirememesidir. Bunun çözümü olarak da ‒ anlamlı bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için ‒ şekil ve işlev arasındaki ilişkiye dikkat edilmelidir, çünkü anlamlı öğrenme malzemeleri, öğrenen açısından büyük bir öneme sahip ve vazgeçilmezdir. Fakat bu durum öğreten için büyük bir sorumluluk ve işyükü anlamına gelmektedir. Çalışmamızda dilbilgisi dersinde şekil ve işlev arasındaki ilişki Konjunktiv (dilek kipi) konusu ele alınıp dilin şekil ve işlev yönü dikkate alınaraköğrenene aktarılmaya çalışıldı. Geleneksel yabancı dil derslerinde genellikle dilbilgisel yapılar, dilin işlevsel yönüne vurgu yapılmaksızın şekil yönüyle öğrenene aktarılmakta ve öğrenme kazanımı, öğrenen tarafından ezberlenmiş dilbilgisel bir yapı olmaktan çıkamamaktadır. Bu durumda öğrenen edindiği dilbilgisel yapıyı ne konuşma becerisine ne de özellikle yazma becerisine aktarabilmektedir. Öğrenen söz konusu yapıyı nerde, hangi durumda ve nasıl kullanacağını anlayamamakla birlikte konuyu içselleştirememektedir. Bu şekilde düzenlenmiş bir ders çıktısı öğrenci açısından yararlı olmaması nedeniyle çağdaş eğitim anlayışıyla örtüşmemektedir.
Çalışmamızda yabancı dil öğrenim ve öğretim sürecinde öncelikle sadece dilin şekilsel yönüne dikkat çekildiği düşüncesinden hareket ettik. Dilbilgisel yapıyı aktarırken öncelikle öğrenende dil bilinci oluşturarak öğrenme malzemesinin işlevinin biçimden önce ön plana çıkarılması gerektiğini göstermek istedik. Dilin şekil yönünün işlev yönünün anlaşılmasını engellemesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirterek öğrenme malzemesi kullanımının önemini örneklerle açıklamaya çalıştık.
The aim of this paper is to give a unified account of the way that German demonstrative pronouns (henceforth: D-pronouns) like der, die and das behave (a) in sentences where they receive a coreferential interpretation, and (b) in sentences where they receive a covarying interpretation because they are in some way dependent on a quantificational expression – either via direct binding or indirectly, because the value they receive varies with the value that is assigned to the variable bound by an indefinite determiner.
O objetivo deste trabalho é divulgar e analisar os resultados de uma pesquisa realizada em três instituições paulistanas nas quais se ensina/aprende alemão como língua estrangeira. A pesquisa teve como objetivo geral investigar as crenças que alunos de língua alemã mantêm em relação a seu processo de aprendizagem. O corpus, coletado a partir de questionários e entrevistas, revelou muitas dessas crenças, referentes, por exemplo, à aprendizagem de gramática. Os resultados também apontam para a existência de uma relação entre as crenças e a adoção de determinadas estratégias de aprendizagem. Durante a análise, buscou-se identificar possíveis origens para as crenças detectadas, bem como os efeitos potenciais das mesmas sobre a aprendizagem da língua alemã. No presente artigo, algumas das crenças constatadas no estudo serão descritas e analisadas em relação a pressupostos teóricos e metodológicos da didática de línguas estrangeiras para o ensino de gramática.
Este artigo apresenta contrastivamente os diferentes tipos de categorização grammatical do item lexical advérbio em uma gramática brasileira e em duas alemãs. O objetivo é apontar a complexidade de descrição do advérbio em uma classe única. A característica heterogeneidade do advérbio é exemplificada por três tipos de advérbio: advérbios modalizadores discursivos (CASTILHO 2010), advérbios de comentário (DUDEN 2006) e palavras modais (HELBIG & BUSCHA 2001).
Um den schwierigen Wettbewerbsbedingungen im internationalen Vergleich entgegentreten zu können, benötigen kleine und mittlere Unternehmen nicht nur den Einsatz moderner Informationstechniken und eine kommerzielle Präsenz im multimedialen und grafikintensiven Teil des Internets, sondern auch eine an den Kunden angepasste Web-Präsenz. In diesem Sinne widmen wir uns in diesem Beitrag der wirtschaftlichen Notwendigkeit einer kontrastiven Hypertextgrammatik. In den letzten Jahren ist dank der zunehmenden Bedeutung des Internets als Handelsplattform eine grammatische Unterdisziplin entstanden, die zur Geschäftsoptimierung kleiner und mittlerer Unternehmen einen beachtlichen Beitrag leisten könnte: die kontrastive Hypertextgrammatik. Wir gehen hier der Frage nach, wie man bei einer kontrastiven hypertextgrammatischen Studie vorgehen könnte.