Refine
Year of publication
Document Type
- Article (345)
- Part of Periodical (24)
- Review (22)
- Contribution to a Periodical (8)
- Book (2)
- Report (1)
- Working Paper (1)
Language
Has Fulltext
- yes (403) (remove)
Is part of the Bibliography
- no (403) (remove)
Keywords
- Adorno (50)
- Critical Theory (27)
- Reconhecimento (26)
- Recognition (24)
- Axel Honneth (22)
- Teoria Crítica (20)
- Theodor W. Adorno (18)
- Critical theory (17)
- Frankfurt School (14)
- Teoria crítica (14)
Institute
- Institut für Sozialforschung (IFS) (403) (remove)
Eleştirel Kuram, 20. yüzyılın başlarında, daha sonra Frankfurt Okulu olarak bilinecek olan “Frankfurt Toplumsal Araştırmalar Enstitüsü” adı altında, bir grup akademisyen tarafından oluşturulmuş bir düşünce akımıdır. Bu düşünsel yaklaşımda, farklı dönemlerde farklı görüşler benimsenmiş olmakla birlikte, özünde pozitivizm ve araçsal akıl başta olmak üzere, modern kapitalist toplumsal düzen eleştirilmektedir. Aydınlanmanın, modernizmin ve modern aklın, kapitalizmin hizmetine girdiğinden yakınılmakta, bireylerin yaşamlarının kontrol edildiği ve onların belirli kalıplar içerisinde davranmaya zorlandığı bir sistemin varlığına karşı çıkılmaktadır. Bu çalışmada, diğer kuramsal yaklaşımlardan ve ideolojilerden negatif ve eleştirel bir bakış açısına sahip olması nedeniyle farklılaşan Eleştirel Kuram’, Kamu Yönetimi disiplini ile ilişkilendirerek açıklanmaya çalışılacaktır. Kuramsal tartışmaların, analitik bir biçimde sistematize edilerek kurgulanmasıyla oluşturulacak metodoloji, çalışmanın inşa edilmesinde temel yöntem olarak kullanılacaktır.
Day-to-day art criticism and art theory are qualitatively distinct. Whereas the best art criticism entails a closeness to its objects which is attuned to particularity, art theory inherently makes generalized claims, whether these claims are extrapolated from the process of art criticism or not. However, this article argues that these dynamics are effectively reversed if we consider the disparity between the criticism of so-called political art and attempts over the last century to elaborate theory which accounts for the political in art qua art. Art theory has located the political force of art precisely in the way that its particularity opposes or resists the status quo. Art criticism, on the other hand, tends to treat artwork as a text to be interpreted whose particularity may as well dissolve when translated into discourse. Drawing from the work of Theodor W. Adorno, this article argues that political art theory calls for art criticism more attuned to experience if it is to elucidate art’s critical valence.
La Escuela de Frankfurt ha jugado un papel determinante en la recepción posterior del Empirismo Lógico. Sin embargo, la revisión histórica del Empirismo Lógico ha revelado que esta visión partía de ciertas simplificaciones que no hacían justicia a la diversidad y complejidad de posturas que el movimiento incluía. En El ataque más reciente a la Metafísica Horkheimer sostiene que el positivismo es necesariamente irreflexivo y ahistórico en su explicación de las ciencias, y que su carencia de una teoría social que las contextualice lo vuelve incapaz de criticar el rol de la ciencia y de la razón instrumental en su aceptación del orden establecido, comprometiéndolo con una visión conservadora de la política. Se problematizará la atribución hecha al Empirismo Lógico de sostener una concepción de “razón instrumental” generalizada, y se sostendrá que, desde la visión de Neurath, el carácter auto-reflexivo de la ciencia admite una consideración crítica de los fines y propósitos del conocimiento.